Her şehrin kendine has bir ruhu vardır. Ancak zamanın durmadan aktığı bu dünyada, bazı insanlar onunla dans eden birer sanatkâr gibi hayatlarını sürdürürler. İşte bu hikaye de zamanın ustası olarak tanınan bir isim etrafında dönüyor. 58 yıldır 20 metrekarelik bir dükkanın kapısını aralayan bu usta, sadece saat tamiri yapmıyor; aynı zamanda zamanın nasıl değerli bir kavram olduğunu hatırlatıyor.
Ustanın dükkanına girdiğinizde, eski saatlerin tıkırtıları arasında kaybolmuş bir zaman diliminde olduğunuzu hissediyorsunuz. Her köşede yer alan farklı modeller, geçmişten gelen bir birikimin izlerini taşıyor. İşletme sahibi, 65 yaşındaki Mehmet Usta, saat tamiri konusunda öylesine ustalaşmış ki, ona zamanın ustası diyebilmek hiç de abartı olmaz.
Mehmet Usta, saatçilik mesleğini babasından öğrenmiş ve küçük yaşta bu zanaata adım atmış. 1965 yılından bu yana kendisi, sadece saatleri değil, müşterileriyle olan ilişkilerini de sevgiyle zamanla harmanlayarak büyütmüş. Dükkanının kapısı her zaman açık. Müşterilerinin anılarını dinleyerek, geçmişin değerini onlara tekrar hatırlatıyor. Zaman, onun için sadece bir ölçü birimi değil, anıların filizlendiği bir dost.
Her bir saat, sadece bir zaman göstergesi değil; aynı zamanda geçmişteki anılarımızın ve yaşanmışlıklarımızın bir parçası. Mehmet Usta, bu düşünceyle saatleri onarıyor, restore ediyor ve yeniden eski parlaklıklarına kavuşturuyor. Her işinin arkasında, zamanın ona öğrettiklerini ve hayatın getirdiği dersleri barındırıyor.
58 yıllık bir şanla, hüzünlü ve bir o kadar da umut veren anlar yaşanmış bu küçük dükkanda. Zaman, burada geçmişle gelecek arasında bir köprü kuruyor. Zamanında birçok müşteriyi saatleriyle karşılayan Usta, artık onların çocuklarına ve torunlarına da hizmet etmekte. Bu döngü, işini sevmenin ve bu sanatı korumanın ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
Ustanın dükkanında geçirilen her an, geçmiş tekdüzeliğinden sıyrılarak, bir anı haline geliyor. Eğitim vermekten vazgeçmeyen Mehmet Usta, gençlere de bu mesleği sevdirmek için çaba sarf ediyor. Genç neslin kendi işlerinde başarıya ulaşması için sıklıkla dersler veriyor, ustalığını onlara aktarıyor. Bu kıymetli bilgi ve birikimin, geleceğe taşınması gerektiğine inanıyor.
İşletmesinin yalnızca bir dükkan olmadığını düşündüğünü söyleyen Usta, “Burası bir okul, ağaç ya da bahçe gibi; büyümesi, yeşermesi için çaba sarf ediyorum” diyerek bu mesleğe duyduğu tutkuya dikkat çekiyor. Onun için müşteri sadece bir müşteri değil, bir dost. Müşterileriyle arasında kurduğu bağ, zamanın önemini ve insan ilişkilerinin ne kadar değerli olduğunu gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, Mehmet Usta'nın hikayesi, bir mesleğin sadece teknik boyutunun ötesine geçtiğini ve zamanın evrenselliğini çok güzel bir şekilde yansıtıyor. 20 metrekarelik küçük dükkanında, 58 yıldır usta bir saat tamircisi olarak, sadece saatleri değil, geçen zamanın güzelliklerini de onarıyor ve geleceğe taşımaya çalışıyor. Bu hikaye, bize bir şeyler hatırlatıyor: Zamanın çok kıymetli olduğu ve onu en iyi şekilde değerlendirmek gerektiği…