Türkiye’nin 36 ilinde etkili olan zirai don, tarım sektörünü olumsuz etkilemeye devam ediyor. Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bu bölgelerde meydana gelen beklenmedik hava olayları, özellikle sebze ve meyve üretiminde ciddi kayıplara yol açıyor. Çiftçiler, bu durumdan nasıl etkileneceklerini merak ederken, tüketiciler de yiyecek fiyatlarının artmasından endişe ediyor. Uzmanlar, zirai donun meydana geldiği bölgelerde alınması gereken önlemleri gündeme getirirken, tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Zirai don, rüzgarlı ve soğuk havaların hüküm sürdüğü dönemlerde, toprak yüzeyinin ve bitkilerin üzerinin donmasıyla oluşan bir olaydır. Özellikle ilkbahar mevsiminde meydana gelen don olayları, bitkilerin büyüme süreçlerini olumsuz etkiler. Baharın gelmesiyle birlikte ısınmaya başlayan hava, ani soğuma ile birleştiğinde bu tür don olayları meydana gelir. Zirai don; buğday, mısır, ayçiçeği gibi tarım ürünlerinin yanı sıra sebze ve meyve ağaçlarını da tehdit eder. Nisan ayının ortalarında yaşanan beklenmedik soğuklar, çiftçilerin işlerini zorlaştırırken, hasat dönemini de olumsuz etkileyebilir.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan zirai don olayı, Türkiye’nin 36 ilinde tarım arazilerine ciddi zararlar verdi. Özellikle Ege, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde etkili olan soğuk hava dalgası, seraların ve açık alanlardaki bitkilerin donmasına sebep oldu. Çiftçiler, donun etkisinin boyutunu öğrenmek amacıyla hasar tespit çalışmalarına katılırken, devlet destekleri için başvuruların da arttığı bildirilmekte. Tarım ve Orman Bakanlığı, etkilenen bölgelerdeki son durumu değerlendirmek amacıyla hızlı bir şekilde hasar tespit ekipleri gönderdi. Bu ekipler, çiftçilerin uğradığı zararları belirlemek ve gerekli desteklerin hızlıca sağlanması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.
Etkilenen bölgelerde, bazı üreticiler ürünlerini korumak adına çeşitli önlemler almaya çalıştı. Seralarda kullanılacak ısınma sistemleri, tarımsal mücadele yöntemleri gibi çözümler devreye girdi. Ancak birçok çiftçi, bu tür çözümlerin ekonomik olarak sürdürülebilir olmadığını ve dolayısıyla zor duruma düştüklerini ifade ediyor. Çiftçiler, tarımsal üretimlerini korumak amacıyla alternatif çözümler bulmaya çalışırken, desteklerin artırılmasını ve uzun vadeli politikaların uygulanmasını talep ediyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin 36 ilinde zirai don yüzünden yaşanan hasarlar, tarım sektöründe derin yaralar açarken, çiftçilerin geleceği de belirsizliklerle dolu. Tüketiciler, marketlerde ve pazar yerlerinde fiyat artışlarıyla karşılaşırken, bu durumun kalıcı olup olmayacağı merak konusu. Önümüzdeki dönemde, çiftçiler için destek paketlerinin oluşturulması ve tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesi büyük önem taşıyor. Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için devlet ve özel sektör iş birliği kaçınılmaz bir gereklilik olarak ön plana çıkıyor.