Son dönemde artan jeopolitik gerilimler, İran’ın askeri stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Tahran yönetiminin, ABD'ye karşı olası yanıtlarını araştırdığı ve bu bağlamda füzeler üzerinde yoğun bir hazırlık içerisinde olduğu biliniyor. Peki, İran, ABD'ye nasıl bir misilleme yapmayı planlıyor? Gelin, olası üç geniş senaryoya birlikte göz atalım.
İran’ın en çok bilinen ve en sağlam misilleme yöntemlerinden biri, doğrudan füze saldırılarıdır. Ülkenin zengin füze envanteri, Tahran’ın stratejik hedeflerine yönelik doğrudan saldırılar gerçekleştirmesine olanak tanımaktadır. Özellikle Kasım 2020’deki El-Kuds Gücü'nün komutanı Kasımi’nin suikastından sonra, İran yönetimi, ABD üslerini hedef alabilecek füzelerin konuşlandırılmasına hız verdi. Bu senaryo, Tahran için hem iç politikada bir güç gösterisi hem de ABD’ye güçlü bir tepki verme aracı olarak değerlendiriliyor.
Füze saldırılarının yanı sıra, İran’ın bu saldırıların ardında yatan askeri malzeme ve teknolojik kapasitesine de dikkat çekmek gerekir. İran’ın geliştirdiği balistik füzeler, özellikle Orta Doğu bölgesindeki askeri denklemde büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Füzelerin menzilinin arttırılması ve isabet oranının yükseltilmesi, İran’ın misilleme senaryolarının etkisini artırabilir.
İran, doğrudan askeri müdahaleler yerine, bölgedeki proxy (temsilci) gruplarını kullanarak ABD’ye karşı bir misilleme stratejisi de geliştirebilir. Lübnan'daki Hizbullah, Suriye’deki İran destekli gruplar ve Irak’taki Şii milisler, Tahran’ın bu tür bir terör tehdidini gerçekleştirmesi için önemli aktörlerdir. Bu gruplar, İran’ın menfaatleri doğrultusunda ABD’nin bölgedeki varlığını hedef alarak doğrudan çatışmalar yaratabilir.
Proxy gruplar aracılığıyla gerçekleştirilecek saldırılar, İran’ın uluslararası alanda üstesine gelecek bir tepki ya da misilleme olmadan ABD’ye zarar verme kapasitesini artırabilir. Böylelikle Tahran; hem ulusal çıkarlarını korur, hem de uluslararası ilişkilerde muhalefetle karşılaşma riskini minimize etmiş olur.
Son yıllarda, siber savaşlar, ülkeler arasındaki çatışma dinamiklerinde önemli bir yer tutar hale geldi. İran, bu alandaki yeteneklerini artırmakta olduğunu ve ABD’ye karşı siber saldırılar gerçekleştirme olasılığını masaya yatırmaktadır. Özellikle, sağlık, enerji ve ulaşım gibi kritik altyapılara yönelik siber saldırılarla, ABD’de büyük bir kaos yaratmayı hedefleyebilir.
Siber saldırılar, yüz yüze çatışmaya girmeden zarar verme ve korku yayma konusunda etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, İran’ın siber tehditlerini tespit edecek önlemler alan ABD’nin, bu tür bir saldırıya gerçekleştirilecek hızlı ve etkili bir yanıtı önemli bir tartışma konusu haline geliyor. İran’ın bu alandaki stratejileri, askeri açıdan büyük bir risk oluşturmasının yanı sıra, diplomatik ilişkilerde de derin yaralar açabilir.
Sonuç olarak, İran’ın ABD’ye karşı olası misilleme senaryoları oldukça kapsamlı ve çeşitlidir. Füze saldırıları, proxy gruplar üzerinden yapılan operasyonlar ve siber tehditler, Tahran’ın askeri ve stratejik kapasitelerinin bir yansımasıdır. Bu senaryolar, bölgedeki gerilimi artırırken, her iki ülkenin de güvenlik ve dış politika açısından önemli riskler almasına yol açabilir. Gelecek dönemde yaşanacak gelişmeler, her iki ülkenin de stratejilerini belirlemede belirleyici olacaktır.