Denizli'de meydana gelen olay, hem şehirde hem de ülke genelinde büyük bir infial yaratırken, modern toplumun en temel insani değerlerinin sorgulanmasına neden oldu. 34 yaşındaki H.D., yatalak durumdaki annesine acımasızca saldırarak onun komaya girmesine sebep oldu. Olay, H.D.’nin psikolojik sorunları olduğunun tespit edilmesinin ardından gerçekleşti. Bu vahşet, birçok vatandaşın ve sosyal medya kullanıcısının gündeminde tartışmalara yol açtı.
Günlerdir tüm şehirde konuşulan bu olay, 15 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşti. H.D., yaşadığı psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle sosyal ve ailevi ilişkileri giderek kötüleşmiş bir birey haline gelmişti. Yatalak olan annesi S.D.'ye yönelik işlediği bu korkunç suç, S.D.'nin komaya girmesiyle sonuçlandı. Olaydan hemen sonra H.D. yakalandı ve tutuklandı. Yapılan ilk kontrollerde H.D.’nin şizofreni teşhisi konduğu belirtildi. Bu durum, çoğu insanın aklında 'Bir doktor nasıl bu duruma düşer?' sorusunu canlandırdı.
Ülkemizde psikolojik sağlık sorunları genellikle göz ardı edilmekte, danışmanlık ve tedaviye başvurulması gerektiği pek çok kişi tarafından bilinmemektedir. Ancak, H.D. gibi doktorluk mesleğini icra eden bir bireyin bile akıl sağlığının bozulabilmesi, toplumun bu sorunlara yaklaşımını tekrar gözden geçirmesi gerektiğini gösteriyor. Aile içindeki şiddetin tahammül edilemez olduğu ve özellikle sağlık çalışanlarının ciddi şekilde desteklenmesi gerektiği bu olayla bir kez daha ortaya çıktı.
H.D.'nin annesine karşı işlediği suç, sosyal medyada yoğun bir yankı buldu. Kullanıcılar, yaşanan bu vahşeti kınayarak, toplumda hiçbir bireyin bu tür bir muameleye maruz kalmaması gerektiğini vurguladılar. "Bir doktorun, üstelik kendi annesine böyle bir şey yapması asla kabul edilemez" yorumları, olayın ciddiyetini ortaya koydu. Çeşitli toplumsal gruplar, olayın ardından "Şiddetin her türlüsü sonlandırılmalı" gibi kampanyalar başlatarak toplumsal farkındalık yaratma çabalarına giriştiler.
Özellikle kadın hakları savunucuları, bu tür olayların kök nedenlerine inmek ve topumda köklü değişimler sağlamak için eğitime, öğretime ve farkındalığa daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Psikolojik sağlığın ihmal edilmesinin sonuçları, sadece bireyi değil, ailesini ve toplumun genelini de derinden etkileyebiliyor. H.D.'nin durumundan dolayı yaşanan üzücü olay, daha fazla insanı etkileyen geniş bir sorunun yalnızca bir örneği olarak değerlendiriliyor.
Olay sonrası mahalledeki sakinler ve tanıdıklar, H.D.’nin her zaman kendi sorunlarıyla başa çıkmaya çalıştığını, annesi ile ilişkilerinin geçmişte de sorunlu olduğunu, fakat bu kadar ileriye gideceğini asla düşünmediklerini ifade ettiler. Göstermelik bir yaşam içerisinde, birçok insanın geçmişte yaşadığı travmaların göz ardı edildiği, bunun da böyle şiddetli tepkilere neden olabileceği gerçeği gözler önüne serildi.
Denizli'de yaşanan bu vahşet, ülke genelinde psikolojik sağlık sorunlarına ve aile içinde şiddet konularına dair bir tartışma başlattı. Uzmanlar, toplum olarak daha fazla duyarlı olmamız gerektiğini, bireylerin ruh sağlığının, genel sağlık kadar önemli olduğunu vurguluyor. H.D.'nin tutuklanarak yargı önüne çıkarılması, olayın gerek hukuki gerekse toplumsal boyutlarıyla derinlemesine incelenmesi gereken bir durum olarak gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Sonuç olarak, Denizli'deki bu acı durum, adaletin yerini bulması için gerekli hukuki sürecin başlatıldığına dair umut verse de, toplumun bu tür olaylardan ders çıkarması ve bireylerin psikolojik sağlığına yönelik olarak daha fazla yatırım yapılması gerektiği gerçeği ise açık bir şekilde görünür hale geldi. Herkesin güven içinde yaşayabileceği, şiddet ve istismar duygularından uzak bir toplum için, bireylerin ruhsal sağlıklarıyla ilgili daha çok farkındalık oluşturulması ve toplum olarak daha fazla çaba gösterilmesi elzemdir.