Ceyhan Nehri, Adana'nın en önemli doğal varlıklarından biri olmasının yanı sıra, Türkiye’nin en uzun akarsularından biridir. Son yıllarda yaşanan çevresel sorunlar, Ceyhan Nehri'ni görünüşteki güzelliğinden uzaklaştırarak korkutucu bir tabloyu beraberinde getirmiştir. Nehrin suyu zaman zaman sarı, mavi, yeşil hatta kırmızı renkte gözlemleniyor. Peki, bu renk değişikliği ne anlama geliyor? Kirlilik seviyesinin artmasıyla nehrin ekosistemine yönelik tehditler nelerdir? İşte bu sorulara yanıt aramak için Ceyhan Nehri’deki kirliliğin sebeplerini ve sonuçlarını inceleyeceğiz.
Ceyhan Nehri'ndeki kirlenme, çoğunlukla tarım ve sanayi atıklarından kaynaklanmaktadır. Nehir boyunca kurulu olan fabrikalardan çıkan atık sular, doğrudan Ceyhan Nehri'ne bırakılmakta, bu da suyun kalitesini ciddi şekilde etkilemektedir. Özellikle tarımda kullanılan kimyasallar ve pestisitler, yüzeysel su yollarına karışarak besin zincirine ulaşmakta ve hem su canlıları hem de insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu noktada, hem yerel yönetimlerin hem de tarım üreticilerinin çevre dostu yöntemler benimsemesi büyük bir önem arz etmektedir. Ancak kurumsal denetimlerin yetersizliği ve halkın bilinçsizlik düzeyi, oyunun kurallarını değiştirecek kadar tehlikeli bir durum yaratmaktadır.
Ceyhan Nehri’nde yapılan su tahlilleri, kirliliğin seviyesini daha net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Su analizleri, yoğun metal içerikleri, organik maddeler ve fazladan besin maddeleri (nitrat, fosfat vb.) gibi ciddi sorunların mevcut olduğunu göstermektedir. Nehrin su kalitesi, belirli bir eşik değerin altına düştüğünde, bölgedeki ekosistem üzerindeki olumsuz etkiler kendini göstermeye başlar; su canlılarının ölümü, plankton topluluklarının azalması ve bu süreç sonunda insan sağlığı üzerinde ortaya çıkan tehditler. Kirlilik seviyesinin artmasıyla birlikte su üzerinde belirli bir değişim gözlemlenmektedir. Bu durum, bölgedeki biyolojik çeşitliliği tehdit etmekte, eski doğal dengenin bozulmasına yol açmaktadır. Bunun yanı sıra, Ceyhan Nehri’nin çevresinde yaşayan halk da bu kirlilikten etkilenmektedir. Su kaynaklarının kirlenmesi, tarımsal faaliyetlerin olumsuz etkilenmesi, aynı zamanda insanların içme suyu ve sulama amaçlı kullanımlarında ciddi sorunlar yaratmaktadır.
Sonuç olarak, Ceyhan Nehri’ndeki renk değişiklikleri, doğanın bize sunduğu bir uyarı niteliğindedir. Kirlenme ciddi boyutlarda ilerliyor ve acil çözüm gerektiren bir sorun haline gelmiştir. Sadece doğal kaynakların korunması açısından değil, aynı zamanda insan sağlığının korunması için de, Ceyhan Nehri’nin korunması büyük bir önem arzetmektedir. Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve halkın birlikte hareket etmesi, bu sorunun üstesinden gelmek için atılacak en önemli adım olacaktır. Kirlilikle mücadelede bilinç oluşturmaktan, denetimlerin arttırılmasına kadar geniş bir yelpazede adımlar atılması gerekmektedir. Geç kalmadan sesimizi duyuralım ve Ceyhan Nehri’ni yeniden doğasına kavuşturalım.